OYUNDA YER ALAN SORULAR LOGO VE MASKOTUM

Bu gün oyunumun maskot ve logosunu paylaşacağım. Ayrıca oyunumda yer alacak sorunun ne olacağını da belirledim ve bunu da ekleyeceğim.
Soru 1: İnternet üzerinde en fazla kullanılan arama motoru hangisidir?
Cevap: Google
Soru 2: ‘İnce Memed’ adli eserin sahibi kimdir?
Cevap: Yaşar Kemal
Soru 3: En genç bilim adamı unvanını elinde tutan Türk bilim adamı kimdir?
Cevap: Oktay Sinanoğlu
1
2

ANALİZ RAPORU 2

Bu hafta oyunumun nasıl oynandığını kurallarını paylaşacağım. Öncelikle bu oyunu 2 şekilde oynanacak şekilde hazırlayacağımı belirtmek isterim. Birincisi; çizimlerimi tamamladıktan sonra çıktı alarak masa oyunu şeklinde 2 kişi nasıl oynar? Sorusuna cevap verecek. İkincisi ise bilgisayarda nasıl oynanır? Sorusuna cevap verecek. Aslında arasında pek fark yok fakat programda yapacağım oyunda sadece 1 oyuncu olacak ve oyunu sadece o oynayacak. Kurallar da değişen tek kısım 1. Oyuncu bilemediği zaman 2. Oyuna sıranın gelmesidir.
Oyun sayfamın üst kısımda bireyin puanı onun hemen altında bireye yöneltilen sorunun cevabının yer aldığı alan onun altında çark ve soru yerleştirilecektir. En altta ise çarkı çevirmesi için buton yanında ise harfler olacaktır. Sorunun cevabının yer aldığı kısmın yanlarında ise oyuncu adları yer alacaktır.
Genel kurallara bakacak olursak;
1. Ekranda yer alan soruyu birey okuduktan sonra çarkı çevirecektir.
2. Gelen puana göre harf tahmininde bulunacaktır.
3. Doğru tahmin ettiği takdirde harfler yerleştirilecek ve ekrana puanı yazdırılacaktır.
4. Yanlış cevaplarsa eğer sıra 2. Yarışmacıya geçecektir.(Not: Birinci şekilde hazırlanan oyun için geçerlidir.)
5. Doğru tahmin edemezse tekrar çarkı çevirecektir.(Not: İkinci şekilde hazırlanan oyun için geçerlidir.)
6. Bireyin 10 kez çevirme hakkı vardır.
7. 10 kez çevirme sonunda bulamazsa eğer oyun bitecektir.

ANALİZ RAPORU 1

Aside

Merhaba arkadaşlar bu hafta bu dönem hazırlayacağım eğitsel oyunun analiz raporunu sizlerle paylaşacağım. İlerleyen zamanlarda da diğer raporları paylaşacağım.
Masa Oyunu Hazırlama
Oyunumun adı: Çarkı Çevir
Oyunumda kullanacağım maskot koca kafalı Mehmet Ali Erbil 🙂
Bu oyunu hazırlamamda ki amaç ilköğretim 8. Sınıf öğrencilerini eğlendirirken hem de kelime hazinelerinin gelişimini sağlamaktır. Hem öğretici hem de eğlendirici nasıl bir masa oyunu hazırlarım? Sorusuyla işe başladım. Oyunu hazırlamadan önce birçok fikir aklıma geldi ama önemli olan yaratıcı bir fikir ortaya koyup var olan oyunlardan yola çıkarak daha eğlenceli ve öğretici bir oyun hazırlamak olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden çarkıfelek oyunundan esinlenerek bu oyunu biraz daha geliştirip ilköğretim seviyesindeki öğrencilerinde kelime oyunlarına bu yaşta başlayıp kendilerini geliştirmelerini sağlayan bir oyun hazırlamayı amaçlıyorum. Oyunda hazır şeyler kullanmaktansa işe çizimleri kendim yaparak başlayacağım. Bu şekilde daha orijinal bir oyun ortaya çıkaracağım.
Oyunun nasıl oynanacağı konusuna gelirsek; öncelikle oyun tek kişilik oynanan bir oyun olacak. Anlaşılacağı üzere kullanıcı etkileşimi söz konusu olacaktır. Birey çarkı çevirdiğinde rastgele bir şekil gelecektir ve gelen şekle göre birey farklı puan alacaktır. Alacağı puana göre de ekranda ki harflere tıklayarak tahminde bulunacaktır. Yanlış tahminde bulunursa çarkı tekrar çevirecektir. Çarkı bir birey 10 kere çevirme hakkına sahiptir. Birey doğru tahminde bulunursa kelimenin bulunduğu tahtada harfler yazacaktır. Ayrıca oyunumda öncelikle ekrana bir soru gelecek ve o soruya göre birey kelimenin harflerini tahmin edecektir. Tahmine göre de bireyin puanı artacaktır.

HEDEFİME GİDEN YOLDA KAZANDIĞIM TECRÜBELERİM

Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri eğitimi bölümünde okuyan öğretmen adaylarının 2. Sınıfta aldığı derslerden biride eğitimde materyal tasarımı ve kullanımı dersidir. Bu dersi alan her bir adayın öğretim teknolojileri kavramı ve bu kavram ile ilişkili diğer kavramların aralarındaki farkı, öğretim araçları ve materyal çeşitlerini, materyal hazırlama tekniklerini kullanarak öğretimsel materyal hazırlayabilmeyi, materyal değerlendirebilmeyi ve materyal hazırlamada etkili teknolojileri kullanabilmeyi öğrenmesi gerekmektedir. Bende BÖTE 2. Sınıf öğrencisi olduğumdan bu dönem bu dersi aldım ve dönem neredeyse bitmek üzere. Yani şu anda bu kazanımların bende oluşmuş olması gerekmektedir. Dönemin başından beri öğrendiklerimizi düşünürsek öğrendiğim birçok konunun yanında öğrenemediğim konular olduğunu da söylemek yersiz olmaz.
Şimdi neden bunları anlattığıma gelelim.İlerde bu dersi ben verirsem eğer nasıl bir yol izlerim. Bu kazanımların bireylerde oluşması için neler yapmam gerekir? Gibi konulara değineceğim. Adından da anlaşılacağı gibi materyal tasarlama dersinde sürekli uygulama yapmak şart ki bizde dönem boyunca sürekli yaptık bunu. Aslında çok keyifli bir süreç fakat işin içine zamanın ve not etkisinin girmesi bu süreci biraz stresli yapıyor. Bu uygulamaları yapabilmek için öncelikle nasıl yapılması konusunda bilgi sahibi olmak şart. Çünkü her bir uygulama belli prosedürü kapsıyor. Hocamız uygulama öncesinde bizlere derste nasıl yapmamız gerektiği konusunda bilgi verip uygulama örnekleri gösteriyordu. Bu konuda sıkıntı yoktu ve bende ilerde dersi verirsem eğer bu şekilde işlerim.
soru-cevap
Fakat her hafta işlenen konu ile ilgili soru yazma kısmının etkili olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bazı arkadaşlarımız kopyala yapıştır yaparak soruları kendisi hazırlamıyordu bazıları ise kendisi hazırlamaya çalışıyordu fakat soru hazırlama tekniklerini bilmediğinden ya birden fazla cevabı olan ya da hatalı sorular hazırlıyordu ki bu grupta bende varım  Etkili olması için bizlerin soru yazma teknikleri hakkında bilgilendirilmemiz gerekirdi. Eğer bu şekilde bir uygulama yaparsam deneme amaçlı bir kez uyguladıktan sonra soruları gözden geçiririm doğruysa devam ederim yanlışsa da teknikler konusunda onları bilgilendiririm.
16158850-pop-quiz
Sınıfın hazırladığı sorulardan zaman zaman quizler de olduk. Sorular yanlış olduğundan onları anlayıp doğru cevap vermek de haliyle zor hatta imkânsız. Bunun yerine ben kendim hazırladığım sorulardan quiz yaparım.
derslikler
Kimi zaman grup çalışmalarımızda oldu. Bu sürecin çok eğlenceli olduğunu düşünüyorum. Grup olarak konu da anlattık ki öğretmenliğe alıştırma açısından çok yararlı. Kesinlikle her derste yapılması gerektiğinden hocamızın da iyi ki bu yöntemi uygulamış dediğim şeylerden biri. Ama her anlatan grup etkili bir şekilde sınıfa sunamadı maalesef. Öğretim ilke ve yöntemleri dersinde de aynı şekilde konu anlatımlarımız oldu ve bu derste çok daha etkili oldu. Sebebi ise ilköğretim bilişim teknoloji dersinden bir konuya entegre edip onu sınıfta canlandırarak anlatmamız. Hem sınıf bu derste sıkılmıyor hem de canlandırma yapıldığı için etkili ve kalıcı oluyor. Materyal tasarımı ve kullanımı dersinden bir örnek verecek olursak; iyi bir ppt nasıl hazırlanır konusunu anlatan grup sadece bir sunu hazırlayarak o sunudan anlatmak yerine bir senaryo hazırlayıp o şekilde kilit noktaları verseydi eminim çok daha kalıcı olurdu.

EĞLENDİRİRKEN GELİŞİME DESTEK

Oyunlar çocuklar için vazgeçilmez bir unsurdur. Onlar oyun oynarken her türlü araç gereci oyuncak niyetine kullanırlar. Bunu eğlenmek amacıyla yaparlar. Bizler onların eğlenmesinin yanında bilişsel, dil, sosyal ve Psiko-motor gelişimlerine etki edecek oyuncaklar tasarlarsak bu şekilde çocuk hem istediği bir şey olan oyun eylemini gerçekleştirecek hem de gelişimini başarılı bir şekilde tamamlamış olacaktır.
Bir öğretim tasarımcısı olarak oyuncak tasarlarken öncelikle var olan oyuncakları incelemeyle işe başlarım. Ya yeni özellikler kazandırma şansım varsa onu yapmaya çalışırım ya da olmayan bir şeyler ortaya koyarım. Hepimizin bildiği gibi oyuncakların fiyatları her ailenin çocuğuna alacak kadar düşüm fiyatlı değil. Her anne, baba çocuğuna en iyi oyuncağı alıp onu sevindirmek ister ve her çocuk en güzel oyuncaklara sahip olmak ister. Bu yüzden o oyuncağı oluşturmadan önce kullanacağım malzemelerin yüksek maliyetli olmasındansa daha uygun hem de kaliteli olup çocuğa hiçbir şekilde zarar vermemesine dikkat ederim.
big_970427459z0
Günümüzde teknolojik oyuncaklar çocukların daha fazla ilgisini çekmekte. Çocuk bez bebekle oynamaktansa konuşan, şarkı söyleyen dans eden bir bebekle oynamayı daha çok sever. Bu ayrıntıyı da göz ününde bulundurarak bir oyuncak tasarlamak daha yararlı olur diye düşünüyorum.
Amacımız çocuğun gelişimine katkı sağlamak olduğu için anaokuluna giden bir çocuğun neleri öğrenmesi gerektiğini hesaba katarak ya da bu oyuncağı tasarlarken bir çocuk gelişimi öğretmeninin de düşüncelerini alarak ona zaman, mekan, sayı ya da şekil kavramlarını öğreten oyuncaklar tasarlayabiliriz.
70827_1
ODTÜ Akıllı Oyuncak Projesi bu anlamda çok güzel bir örnektir. Hem çocukların eğlenmesini sağlıyor hem de kendi hikayelerini kendilerinin oluşturmasını sağlayarak onların hayal güçlerinin gelişimine, yaratıcılıklarının ön plana çıkmasına hem de içine kapanık çocukların kendini ifade etmesine daha fazla katkı sağlıyor. Bu projeden yola çıkarak daha farklı oyuncaklar tasarlamak mümkün.
Ben bu konuda araştırma yaparken ODTÜ Akıllı Oyuncak projesi gibi ortaya konmuş olan projelerden Furby de çok hoşuma gitti. Dil gelişimi konusunda çok yardımcı olacak bir oyuncak diye düşünüyorum. Bu yüzden sizlerin de bu kısa videoyu izlemenizi öneririm.

BİR GÜN SENDE ONUN YERİNE GEÇEBİLİRSİN UNUTMA!!!

engelleri_kaldiralim_logo

Engelli olmak demek fiziksel ya da zihinsel rahatsızlıklar dolayısıyla diğer insanlara göre bazı duyuları, hareketleri ve işlevleri kısıtlı olan kişidir. Bu engelin doğuştan gelecek diye bir şartı olmadığını unutmamak gerek. Hayatta insanların başına her an her şey gelebilir. Bunu düşünerek duyarlı bireyler olmamız gerekir. Bu durumda bizlere yani öğretim tasarımcısı adaylarına daha fazla iş düşmektedir. En azından birer teknolojik buluş tasarlayarak onlara bir nebze de olsa yardımcı olmalıyız. Peki, bu tasarımları yaparken nelere dikkat etmeliyiz:
Öncelikle hangi engel grubu için tasarım yapacağımızı belirlememiz lazım. Görme, işitme, fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal bozukluklar arasından birisini seçerek işe başlayabiliriz.
Daha sonra engellilerin ne gibi sorunlar yaşadığını tespit etmemiz gerekir. Günlük yaşama, kent yaşamına ve toplum yaşamına sınırlı ölçüde katılabilmektedirler. Eğitim, sağlık, iş ve meslek hayatı, kültür ve sanat, spor, ulaşım hizmetlerinden sürekli bakımına kadar çok ciddi ve çözüm bekleyen sorunları bulunmaktadır. Eğitim açısından düşünürsek engelli bireyler de normal bireyler gibi okumak, yürümek, bir yerden başka bir yere gitmek gibi birçok şey isteyecek. Ki bunlar onların da hakkı. İşte burada bizler devreye giriyoruz. Bu saydığım çoğu şey için tasarımlar yapılmıştır fakat bunları daha da geliştirmenin zararı yok tabi ki.
Bu sorunları dikkate alarak daha önce yapılmış buluşlar hakkında araştırma yaparak ya onlara daha yeni özellikler kazandırmaya çalışmalıyız ya da olmayan bir şey tasarlamaya çalışmalıyız.
İşte bu saydığım maddelere dikkat ederek yeni bir buluş yapmak o kadar da kolay değil. Bunlara dikkat etmeden buluş yapmak o kadar da yararlı olmaz tabi ki.
Gelelim engellilere yardım amacıyla materyal tasarlamayı düşünsem ne tasarlarım sorusuna?
Dediğim gibi yapılmış icatları öncelikle gözden geçirdim ve onlara yeni bir özellik nasıl kazandırırım diye kendi kendime sordum öncelikle.

dokunmatikekranlarnasilcalisir

Teknolojinin sürekli gelişmesiyle birlikte dokunmatik ekranlar hayatımızın her alanında karşımıza çıkmaya başladı. Bu bizim için iyi bir şey olsa da görme engelliler için büyük bir sorun olmaya başladı diye düşünüyorum.
bu_gozluk_gorme_engellilerin_umudu_h23935
Bu soruna nasıl bir çözüm getirebilirim sorusuna cevap olarak dokunmatik ekrana duyarlı gözlükler tasarlanabilir diye düşünüyorum. Mesela engelli birey o gözlüğü takarak dokunmatik ekranı gördüğü anda sesli olarak uyarı alabilecek ve ona göre işlerini yapabilecektir. Dediğim gibi gözlükler sadece dokunmatik ekrana duyarlı olacaktır.

MERHABA BİLGİSAYAR

Video

Kendisine verdiğimiz bilgileri istediğimizde saklayabilen, istediğimizde geri verebilen bilgisayar adını alan cihaz, hayatımda tanıştığım önemli teknolojilerin ilkiydi sanırım… Günümüzde anaokuluna giden çocuklar bile bilgisayar kullanmayı biliyorken benim bilgisayar ile tanışmam o kadar erken olmadı. Okulumuzda bilgisayar laboratuvarı yoktu. Koca okulda kullanabileceğimiz sadece 2 tane bilgisayar vardı. Onlar da öğretmenler odasında idi… Okulumuz bizlere bilgisayarda uygulama yapma imkanı vermiyordu maalesef…30 kişilik sınıf ve sadece 2 tane bilgisayar… Nasıl uygulama yapılsın ki? Oysa şimdi baktığımızda hemen hemen her okulda bir bilgisayar laboratuvarı var. Bu yüzden dersleri teorik olarak işlerdik. Ve konular bitmiş bilgisayarla tanışma anı gelmişti.Öğretmen öncelikle sınıfı gruplara ayırdı her grup 10 dakika bilgisayar başında duracaktı. Ben 2. Grupta yer alıyordum. O an o kadar heyecanlıydım ki yerimde duramıyordum. Tüm bu olumsuzluklara rağmen yine de büyük bir sabırla sıranın bana gelmesini bekledim. Sonunda beklediğim o büyük an gelmişti. Bilgisayar kullanma sırası bendeydi. İlk kez kullanacağım, neyin ne olduğunu bilmediğim, neyle karşılaşacağımı bilmediğim bir aletti bu. Öğretmenler odasına inip sandalyeye oturdum ve ekrana bakmaya başladım. Kasanın düğmesine basmam gerekiyordu. Ya yanlış bir şey yaparsam? Bozulursa diye korku vardı içimde. Monitör, klavye, mouse neydi bunlar? Televizyonda gördüğüm şeylerdi ama ilk defa temas kurduğum için teorik bilgilerim bir anlık silinmişti sanki. Öğretmenim heyecanımı anlamış olacak ki bana yardım etmeye başladı. Önce elimi Mouse’unun üzerine bırakıp hareket ettirmemi istedi. Kullanabildiğimi sanıp sevinmeye başlamıştım bile. İlk olarak resim çizmem için yardımcı oldu öğretmenim bana. Bu şekilde ilk kez bilgisayar ile tanışmıştım. Tabi ki uygulama şansımız olmadığı için pek bir şey öğrenemedik. Her ne kadar bilgisayar hakkında bir şey bilmesem de o teknolojiye karşı ilgim olması dolayısıyla ve günden güne teknolojinin de gelişmesiyle lise tercihlerim arasında bilgisayar bölümünü yazdım. Bu bölümü okumaya başladığım için evimize lisede bilgisayar almaya karar verdik. Benim için büyük bir mutluluktu bu. Bu bilgisayarım okulumda ki bilgisayardan çok daha iyiydi. Okuldaki monitör crt iken benim monitörüm yeni çıkan monitörlerden olan lcd monitör idi. Bilgisayarda yaptığımız işlemleri geçici olarak kaydeden Ram adını alan hafızası daha yüksekti.Bilgisayarın gerçekleştirdiği işlemlere temel oluşturan hesaplamaları yapan işlemci adını alan parça daha hızlıydı. Bu sayede rahatlıkla oyun bile oynayabiliyordum. Eve aldıktan sonra kendimi daha da geliştirdim.Bir gün derste öğretmen ilk bilgisayarın ENIAC olduğunu ve bu bilgisayarın büyük bir oda büyüklüğünde olup 52 ton ağırlığında olduğunu söyledi. Bunu duyunca çok şaşırmıştım. Düşünebiliyor musunuz günümüz bilgisayarlarından yüzlerce kat daha fazla güç tüketiyormuş. Şu an ise bilgisayarlar bir kol saatine sığacak ve küçük bir pil ile çalışacak duruma geldiler.Dersler de her geçen gün böyle ilginç şeyler öğrenmek beni çok mutlu ediyordu. Böyle bir teknolojiyi kullanabiliyor olmak hayalimdeki bir şeydi. Şuan bu bölümde okuyorsam eğer kendime hedef olarak seçtiğim için. Başkalarına böyle bir teknolojiyi öğretmek için can atıyorum. Öğretmenlik kadar güzel başka bir meslek olduğunu düşünmüyorum çünkü. Öğrenmeyi ve öğretmeyi seven biri olarak ilerde de bu işi yapmak istiyorum. Tabi ki benim öğrencilerle bilgisayarı ilk kez tanıştırma şansım yok denecek kadar az. Artık okulları da geçtim bir yaşında ki çocuklar bile bilgisayarla tanışmış durumda…Anlayacağınız teknolojinin hızına yetişmek mümkün değil…

Dijital öykülememi buradan izleyebilirsiniz.

MERHABA BİLGİSAYAR :)

Bilgisayar, hayatımda tanıştığım önemli teknolojilerin ilkiydi sanırım. Sabırsızlıkla beklemiştim bir an önce kullanmayı…Benim bilgisayar ile tanışmam tahmin ettiğiniz gibi o kadar erken olmadı. İlk tanışmamız orta okulda gerçekleşti. Okulumuzda bilgisayar laboratuvarı yoktu. Zaten koca okulda kullanabileceğimiz sadece 2 tane bilgisayar vardı. Onlar da öğretmenler odasında idi… Bilgisayar derslerinin gelmesini dört gözle bekler, gelince büyük bir heyecanla kullanmayı beklerdim. 30 kişilik sınıf ve sadece 2 tane bilgisayar… Ayrıca her ders uygulama şansımızda yoktu. Genelde dersleri teorik olarak işlerdik. Sıranın bana gelmesi ve o bilgisayarı kullanabilmem çok kolay değildi yani. Tüm bu olumsuzluklara rağmen yine de büyük bir sabırla sıranın bana gelmesini bekledim. Sonunda beklediğim o büyük an gelmişti. Bilgisayar kullanma sırası bendeydi. İlk kez kullanacağım, neyin ne olduğunu bilmediğim, neyle karşılaşacağımı bilmediğim bir aletti bu. Sandalyeye oturdum ve ekrana bakmaya başladım. Kasanın düğmesine basmam gerekiyordu. Ya yanlış bir şey yaparsam?  bozulursa diye korku vardı içimde. Monitör, klavye, mouse neydi bunlar?  Televizyonda gördüğüm şeylerdi ama ilk defa temas kurduğum için teorik bilgilerim bir anlık silinmişti sanki. Öğretmenim heyecanımı anlamış olacak ki bana yardım etmeye başladı. Önce elimi mouse’nin üzerine bırakıp hareket ettirmemi istedi. Kullanabildiğimi sanıp sevinmeye başlamıştım bile. İlk olarak resim çizmem için yardımcı oldu öğretmenim bana. Bu şekilde ilk kez bilgisayar ile tanışmıştım. Tabi ki okulda kullanma oranımız düşük olduğu için pek bir şey öğrenemedik. Buna rağmen teknoloji çağı olması gereğiyle iş imkânlarının fazla olacağını düşünerek lise tercihlerim arasında bilgisayar bölümünü yazdım. Bu bölümü okumaya başladığım için evimize lise 1. Sınıfta bilgisayar almaya karar verdik. Benim için büyük bir mutluluktu bu. Eve alındıktan sonra  yavaş yavaş öğrenmeye başladım. Öğretmenim ve arkadaşlarımın katkılarıyla pek iyi olmasa da kullanabiliyordum artık. Bu bana çok büyük bir güven veriyordu. Böyle bir teknolojiyi kullanabiliyor olmak hayalimdeki bir şeydi. Belki doğru düzgün kullanamıyordum ama yine de kendimi başarılı hissediyordum. Çünkü o benim gerçekten tanışmak için çok büyük çaba sarf ettiğim ve şuan ki öğrenim hayatımın da temelinde olacağını bildiğim bir şeydi. Ben her zaman hayallerimin peşinden koştum ve şuan tam da istediğim bir yerdeyim. Bilgisayar ve öğretim teknolojileri öğretmenliği okuyorum ve başkalarına böyle bir teknolojiyi öğretmek için can atıyorum. Öğretmenlik kadar güzel bir meslek olduğunu düşünmüyorum. Öğrenmeyi ve öğretmeyi seven biri olarak ilerde de bu işi yapmak istiyorum. Tabi ki benim öğrencilerle bilgisayarı ilk kez tanıştırma şansım yok denecek kadar az. Artık çoğu okulda bilgisayar laboratuvarı var çünkü…

Bilgisayar oyunlarının eğitimde kullanılması ile ilgili görüşleriniz nelerdir? Sizce hiç bir eğitsel amaç gütmeyen ticari bir oyun öğretici olabilir mi? İnsan normal bir bilgisayar oyunundan neler öğrenebilir?

 

 

 

 

 

Eğitimde bilgisayarları etkili, verimli ve zevkli bir süreç geçirme amacıyla kullanıyoruz. Eğitici ve öğretici bilgisayar oyunları, öğretilecek konunun içeriğini sunan, içeriği sunarken görsel, işitsel öğeler ve animasyonlarla öğrencilerin etkileşimini sağlayan, içeriğin öğrenilmesi için alıştırma imkânı sağlayan, dönüt veren, öğrencilerin performansını değerlendiren, öğrencileri yönlendiren aktif bir öğrenme ortamı sağlayan yazılımlardır. Aynı anda bu kadar işi tek başına yapan bir yazılım kullanmak bizlere zamandan tasarruf etmemizi sağlar. Bireyin kendi kendine öğrenme şansı olduğu için ilk denemede başarılı olmazsa da tekrar tekrar deneme şansı verir. Böylece birey kendi kendini değerlendirme fırsatı bulmuş olur.

Yapılan araştırmalara göre insanlar okuduklarının %10’unu, duyduklarının % 20’sini, gördüklerinin %30’unu, hem görüp hem de duyduklarının %50’sini, görüp işittiklerinin ve söylediklerinin %80’nini, görüp, işitip, dokunup söylediklerinin %90’ını hatırlamaktadır. Buradan da anlaşılıyor ki teknolojide en etkili öğrenme materyali olarak bilgisayar oyunları gösterilebilir. Öğrenci etkileşim halinde olduğu için konuyu unutma olasılığı azalır.

Hiçbir eğitsel amaç gütmeyen ticari bir oyun bilgisayarda bireyin kendini geliştirmesine yardımcı olur diye düşünüyorum. Ayrıca birey belli doğrultuda sonuca ulaşmak için beynini yorup çaba sarf ettiği için zihinsel gelişimine de yardımcı olur. Sonuca giderken izlediği alternatif yollar olması düşünmeyi öğretip, olaylara farklı açılardan da bakması gerektiğini gösterir.

Normal bir bilgisayar oyunu da bireyin zekâ gelişimine yardımcı olur. Tabi tüm oyunları aynı kefeye koymamak lazım. Kimi bilgisayar oyunları öğretici olmazsa da yarar sağlarken kimileri hiçbir yarar sağlamayabilir. Örneğin elbise giydirme oyunlarının bireye bir yarar sağladığını düşünmüyorum. Ayrıca bazı kasların gelişmesine de yardımcı olur. Ama her şey dozunda güzel olduğundan abartmadan oynanmasında bir zarar olduğunu düşünmüyorum.